29 Mart 2017 Çarşamba

CEMAAT, DERSANE VE ASIL MESELE

Geçmişte bir dersane meselesi vardı ya hani, işte orada mesele dersane değildi, sonrasında yaşanan taksim gezi olaylarında mesele nasıl ağaç değilse. biz önümüzdeki gösterilen olaya odaklanıyor gerisindeki asıl gerçeği göremiyoruz. şimdi de bir referandum var ya gündemde. aslında referandum değil asıl hedef. asıl hesap şu, referandumu hayır çoğunluğu ile anayasa değişikliğine engel olmak ta değil mesele. ne olur ki bugün kabul olsa yarın o da değişebilir, ama bazı maddeler üzerinden herkes fikir yürütmeye başlamış, kamuoyunda bile gündeme gelmemiş konular dile getiriliyor. yani herkes adeta anayasa uzmanı olmuş. böyle birine dedim bugün bu millete teşkilatı esasi soruldu mu binsekiz yüzlü yıllarda, tabiî ki sorulmadı, 1924 te de sorulmadı, 1961 anayasası tabiî ki ne eskisi giderken ne yenisi gelirken sorulmadı. seksen anayasası ne oldu nasıl oldu bir kaos korkusu ile millet ne getirirsen getir ama defol git der gibi yüzde doksanlarla kabul etti ama üç gün sonra seçimde Özal rahmetliyi getirdi ve onları tasfiye süreci başladı. şimdi de mesele anayasa falan değil inanın. mesele referandumda istedikleri sonucu alırlarsa yapacakları işte güveni kaybettiniz defolun gidin diyecekler, eğer evet çıkarsa oyları çaldınız yolsuzluk yaptınız deyip yine kaos davetiyesi çıkaracaklar, yani mesele kısaca şu ki " ak parti bile değil sadece cumhurbaşkanı gitse yetecek" mesele budur. şimdi saflar belirleniyor. bir yanda taksim gezi tayfası, dershane meselesi ile isyan başlatıp onbeş temmuzda gerçek niyetlerini ortaya koyan ihanet çetesi ve pkk ve Avrupa amerika koalisyonu. öte yanda son onbeş yılda türkiye de en büyük devrimi yapmış Türkiyeyi bir dünya devleti haline getirmiş bir kadro. işte mesele bu. bir yanda taksime cami inşası için yeniden harekete geçen, bugün son açıklandığı üzere ordu personeli için de başörtüsü özgürlüğü getirenler, öte yanda taksime cami yapılmasın diye iç savaş dahi çıkarmak isteyenler. herkes saflarını belirliyor. kim ne derse desin bir yanda başında kipa Kudüs te ağlama duvarına yapışmış genel kurmay başkanları, diğer yanda umrede allah huzurunda cumhurbaşkanı yanında saf tutmuş genel kurmay başkanı. saflar belirlenecek elbette. işte mesele referandum hesaplaşması adı altında milletin üstündeki inanca ve yaşam tarzına vurulmuş zincirleri kıranlar ile o zincirleri yeniden vurmak isteyenler arasındaki hesaplaşmadır asıl mesele. mesele berkin elvanı şehid ilan edenlerle ömer halis demir, feti sekin ve yasin Börü nün şehadetleri arkasından fatiha okuyanlar arasındadır. anlayan anlar anlamayan ise aptallığı aşan bir gaflet düzeni içinde geçmişte kurulmuş cumhuriyetin patronluğu iddiasındaki chp arkasında saf tutar ve safları sıkı tutalım cemaat diye diye yoluna devam eder. ne denebilir ki herkese hayırlı yolculuklar.

YENİ TÜRKİYE


TÜRKÇÜ, TÜRK MİLLİYETÇİSİ, ATATÜRK MİLLİYETÇİSİ VE ÜNİTER DEVLET YANLISI OLAN GÜÇ EMPERYALİST BATIDIR. NE İNGİLTERE, NE ALMANYA NE AMERİKA, NE DE RUSYA VE HATTA ÇİN ÜNİTER VE ULUS DEVLET DEĞİLDİR ANCAK BÜYÜK DEVLETTİR. OSMANLI İMPARATORLUĞU DA ULUS DEVLET DEĞİLDİ ANCAK ALTI YÜZ YIL DÜNYANIN SÜPER GÜCÜ İDİ. ELBETTE TÜRK MİLLETİNİN ÖNDERLİĞİNDE İDİ. ANADOLUDA KURULAN TÜRKİYE CUMHURİYETİNİ ÜNİTER BİR ULUS DEVLET OLARAK BİZATİHİ KENDİ KONTROLÜNDE YAŞATMAK İSTEYEN BATI EMPERYALİZMİ TÜRKİYE CUMHURİYETİNİN ELBETTE ULUS DEVLET-ÜNİTER DEVLET ÇİZGİSİNİ AŞARAK İSTİKRARLI BİR SİSTEMLE KÜRESEL BİR GÜÇ OLMASINI ASLA İSTEMEYECEK VE ENGEL OLMAK İÇİN HER ALANDA YOĞUN MÜCADELE İÇİNE GİRECEKTİR. FETÖ BU MÜCADELENİN BİR PARÇASIDIR, DİĞER BAZI DİNİ CEMAATLER, BÖLÜCÜ ÖRGÜTLER VE TERÖR ÖRGÜTLERİ VE ÜLKÜCÜ HAREKETTEKİ ULUSALCILIĞA DÖNÜŞTÜRME ÇABASI HEP BU BÜTÜNÜN PARÇALARIDIR. BU İŞARETE ETTİĞİM KONUDA DÜŞÜNEN KAFALAR DÜŞÜNMELİ VE KAFA YORMALIDIR. BİZİ EN HASSAS YERİMİZDEN VURUYORLAR, MİLLİYETÇİLİK ANADOLU MİLLİYETÇİLİĞİ DEĞİLDİR. ANADOLUDA KEMALİZM MİLLİYETÇİLİĞİ DEĞİLDİR, ATATÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ DEĞİLDİR. BÜYÜK DEVLET OLMANIN YOLU, KÜRESEL BİR GÜÇ OLMANIN YOLU HEM TÜRK DÜNYASI HEM İSLAM DÜNYASI NEZDİNDE VE HEM DE MAZLUM HALKLAR NEZDİNDE ÖNDER VE BİRLEŞTİRİCİ BİR DEVLET OLMAKTAN GEÇER. BU YOLDA ETNİK MİLLİYETÇİLİK YAPMAK BÜYÜK TÜRKİYENİN ÖNÜNÜ KESMEKTİR. BAKIN İNGİLTEREDE KAÇ FEDERAL DEVLET VAR? BAKIN ALMANYADA KAÇ EYALET VAR, BAKIN AMERİKADA KAÇ EYALET VAR, BAKIN İSVİÇREDE KAÇ KANTON VAR?.... TÜRKİYE MEVCUT SINIRLARI İÇİNDE OLMAMAK KAYDI İLE ELBETTE IRAK, SURİYE, AZERBAYCAN VE BAZI BALKAN ÜLKELERİ VE HATTA YUNANİSTAN İLE FEDERASYONA DA GİTMEYİ GÖZE ALMALIDIR. BÜYÜMENİN YOLU BUDUR. YOKSA SİZİ 1923 CUMHURİYET ANLAYIŞI İLE FORMATLAR VE FARKINA BİLE VARMAZSINIZ BİR SADDAM USULÜ ASKERİ DİKTATÖRÜN ELİNE VERİRLER VE YENİDEN YİNE EMPERYALİST BATININ KUCAĞINDA KIVRANMA SÜRECİNE GİRERSİNİZ. TÜRKİYEDE MEVCUT DURUMDA HAYIR KAMPANYASI İLE DOLMUŞA BİNDİRİLEN İNSANLARIMIZ DİNİ VE MİLLİ ENDİŞELER İLE İŞTE BÖYLE AJİTE EDİLİYORLAR. ANLAYAN OLUR ANLAMAYAN TEPKİ VEREN OLUR ELBETTE OLACAKTIR ANCAK BENİM KİŞİSEL PENCEREMDEN GÖRDÜĞÜM BUDUR.

EVET Mİ HAYIR MI


Her vatandaş gibi beklenen referandum arefesinde birkaç cümle ile de olsa görüş ve düşüncelerimi, daha doğrusu tercihim ve gerekçelerini açıklamak gerektiği kanaati ile yazıyorum bu satırları. Olabildiğince sade, basit ve kısa cümleler kullanmak istiyorum. Açık ve net olmak lazım. 
Ben EVET diyeceğim ve EVET denmesi gerektiğini düşünüyorum Çünkü:
-Türkiye’yi son onbeş yılda küresel güçler arasında boy gösteren bir devlet olma yolundaki gayretleri nedeni ile mevcut yönetim yanında EVET demek gerekir.
-Türkiye’yi alternatif iyi yönetecek ikinci bir iktidar adayı olmadığı için EVET demek gerekir.
-Referanduma konu değişiklik yeterli olsa da olmasa da yenilenmesi ve değiştirilmesi mümkün olabileceği için ayrıntılara girmeden EVET demek gerekir.
-Tüm dış güçler kısaca haçlı koalisyonu ilk defa Türkiye içindeki bir referandumu kendi ülkelerindeki olağan ya da olağandışı her türlü olaydan daha önemli gördükleri ve adeta savaş açarcasına HAYIR dediği için EVET demek gerekir. 
-Bu anayasa değişikliği ile gelecek olan sistem her türlü istikrarsız kısır çekişmeyi önleyeceği ve dünyanın süper güçlerinde olduğu gibi kalıcı ve istikrarlı bir sisteme geçileceği için EVET demek gerekir. 
-İç ve dış muhalif güçlerin geçmiş ihtilallerde yaptıklarını yapamamaları için, 17-25 aralıkta, taksim gezi kalkışmasında, 15 temmuzda yapamadıklarına yeniden teşebbüs edememeleri için EVET demek gerekir.
-Örneğin Amerika, Rusya, İngiltere, Fransa, Almanya gibi ülkelerde nasıl ki hiç erken seçim görmediniz, duymadınız, Türkiye’ de de erken seçim, baskın seçim, hükümet krizleri görmemek ve yaşamamak için EVET demek gerekir.
-Türk İslam coğrafyasında ve dünün Osmanlı coğrafyasında, Irak’ta Suriye’de, Mısır’da, Libya’da, Yemen’de, Afganistan’da, Pakistan’da, Hindistan’da, Balkanlarda sürekli halkların ve devletlerin kaderi ile keyfi olarak oynayan emperyalist batının karşısında durabilecek yegane devlet Türkiye olduğu ve olacağı için güçlü ve büyük TÜRKİYE için EVET demek gerekir.
-Muhalefet olmayı bile beceremeyen uçkuru düşük CHP, hain FETÖ, bölücü PKK ve her türlü taşaron örgütlerin oyuncağı olmamak, onlarla paralel görünmemek için EVET demek gerekir.
-Kısaca millet için, devlet için, ümmet için ve hatta tüm mazlum dünya için EVET demek gerekir. Çünkü Osmanlı’dan sonra tüm mazlum halkların sahibi ne emperyalist batı, ne metaryalist komünist Sovyetler veya başkaca güçler değildir. Mazlum tüm dünya halklarının sahibi de dün olduğu gibi bugün de Türk Milletidir. Türk Milletini Anadolu coğrafyasında etnik sorunlar ile boğuşan cüce ve üniter bir devlet devlet olmaktan çıkarmak için EVET demek gerekir.
Bu arada bir kısım muhalif ağızlar PKK nın, Avrupadaki bazı devletlerin ve güçlerin özellikle kasıtlı olarak Cumhurbaşkanı tarafından ince ayar yapılarak kullanıldığı gibi saçma bir iddia ileri sürüyor. Eğer Cumhurbaşkanımız dünyanın dört bir yanında kendi lehine kamuoyu oluşması için ajitasyon ve provakasyonlar yaptırabilecek bir güce sahip ise böyle bir gücün yanında olmak için de EVET demek gerekir. Yıllarca bizi kapısında bekleten Avrupa’nın patron devletleri bugünkü Türkiye Cumhuriyeti yönetimine gerçekten amansız bir savaş açmış ise EVET diyerek devletimizin yanında olmak bizim en milli ve birinci vazifemizdir.
-Türk Milliyetçileri, muhafazakar dindar çevreler, antiemperyalist sosyalist ve komünistler, ,,; Türk dünyası, İslam Dünyası ve tüm mazlum halkların emperyalizmin boyunduruğundan kurtulması için elbirliği ile EVET demek gerekir.
Bu arada kişisel farklı düşünceler ile ve özgür iradesi ile HAYIR demek isteyen herkesin bu tercihine saygı duyarım. Onlar benim insanlarım öz be öz kardeşlerimdir. Ancak FETÖ, PKK, DHKPC, gibi terör örgütlerinin ve Türkiye’nin kifayetsiz muhalefeti ve o muhalefetin kifayetsiz çakma , kasetten çıkma liderinin ipe sapa gelmez yalan ve iftiralarına inanarak, emperyalist Avrupa Birliği ülkelerinin Türkiye aleyhine açtığı POSTMODERN HAÇLI SEFERİ saflarında yer alanlar, aptalca ve anlamsızca ANTİTAYYİPÇİLİK gibi bir takıntı hastalığı içinde HAYIR cephesinde saf tutanlar; sizlere acırım ve teessüf ederim. Şimdiden şunu açıkça ifade ediyorum ki KAYBEDECEKSİNİZ, ancak Allah rızası için ya da evrensel ahlaki değerleri nazara alarak lutfen ahlaklı olun ve referandum sonrası saçma salak yolsuzluk iddia ve iftiraları ile ortaya çıkacak olan alçakların ve hainlerin ardına düşmeyin lutfen. Bu ülkeyi seviyorsanız eğer, bu devlete mensup olmanın gururu ile yaşamak istiyorsanız devam edecek olan provakasyon ve ajitasyonlara, düşman beşinci kol faaliyetlerine, psikolojik savaş oyunlarına alet olmayın. Bu millet Allah'ın adaleti için seçtiği millettir, ümmetin ve tüm mazlum halkların ümitle beklediği güç, iktidar ve devlet geliyor. Bekleyin ve karşılamaya hazır olun. Unutmayın ki “ZAFER HAKKIN VE HAKKA İNANANLARINDIR”