Avrupa içlerinden ortaasyaya
kadar Kırımdan Afrikaya kadar dünyanın nerede ise yarısında aynı sınırlar
içinde ve aynı bayrak altında farklı inançlara ve ırklara mensup insanlar dostça
kardeşçe yaşamakta idi yüzlerce yıldır. Adil bir yönetim altında sömürüsüz ve
ayrımsız ve özgür. Orta çağ Avrupasının
kan emici eşkiyaları uzakdoğudan ipek yolundan bekledikleri verimi alamayınca
Amerikaya el attılar ve milyonlarca yerliyi soykırım yaparak yok ettiler, ancak
esir edemediler, koskoca Amerika kıtasını yağmaladılar, talan ettiler. Ancak
burayı imar etmek lazımdı, işgücü lazımdı. Afrikanın kara derili mazlumlarını
yine milyonlarcasını katlederek kalanlarını esir alıp Amerikada köleleştirdiler.
Avrupa ise alt sınıf kabul ettiği insanların emeklerini sömürdü. Bunu tepkisi
olarak Avrupada komünizm ortaya çıktı. Amerikada ise sığır çobanı ve hapishane
kaçkınlarının kurduğu bir beyaz
imparatorluğu.
Amerika ve Avrupada oluşan bu
sömürge imparatorluklarının tüm dünyaya hakim olmasının önünde en büyük engel sadece adalete ve insan sevgisine dayalı
yaşamakta olan Osmanlı İmparatorluğu idi. Yüz yıllık bir mücadelenin sonunda
soktukları 1.dünya harbi ile Muhteşem Osmanlıyı tarihe gömdüler. Kukla bir
cumhuriyet kurdular. Aynı vatan ve aynı bayrak altında yaşayan imparatorluğu
oluşturan toplulukları milliyetçilik ve haçlı düşmanlığı ile ayrıştırdılar ve
Osmanlı toprağı ile birlikte yürekleri de parça parça ettiler. Artık nerede ise
büyük bir yarısının damarlarında Türk kanı olan Yunanlılar Türk düşmanı, aynı
teba iken Bulgarlar, Sırplar, Ermeniler ve her ne hikmetse aynı dine mensup
olduğumuz halde Araplar Türk düşmanı ve biz onlara düşman. Yalan yanlış düzmece
kurgu olaylar ve tahrik ve provakasyonlar ile dünden bugüne sürekli düşmanlık
icat ettiler ve icat ettikleri düşmanlıkları körüklediler. Yetmedi küçük Asyada
Anadolu coğrafyasında Alevilik ve Sünnilik ayrılığı, o da yetmedi Türklük
Kürtlük, o da yetmedi, bizi parti parti böldüler, dilim dilim dildiler. Sağcı,
solcu yaptılar, laik antilaik diye böldüler. Cumhuriyetçi saltanatçı diye
böldüler, Atatürkçü Atatürk düşmanı diye böldüler. Fenerbahçeli Galatasaraylı
diye böldüler, yetmedi Trabzonsporlu Fenerbahçeli diye böldüler. Her alanda
fanatik guruplar oluşturdular ve beslediler. Meydanlarda katlettiler, ve suçu
birbirimize attılar. İçimizde devşirme
lejyonerler oluşturdular, onlarca yıl bizi onların eli ile idare ettiler. Ve
hala o batı devşirmeleri ile karıştırmaya ve nefret büyütmeye devam ediyorlar.
Ak parti düşmanıyız, gök parti düşmanıyız, halk parti düşmanıyız, cemaatler
arası düşmanız, efendiler arası düşmanız, kapalı devre yaşayan tarikatler
arasında düşmanız. Böylece sonuçta milletin ve ümmetin birliği sağlanamaz hale
gelmiş gördüğünüz gibi. Hiç bir konuda görüş birliği içinde olamıyoruz. Görüş
birliği içinde olmamayı ise düşmanlık olarak algılıyoruz. Oysa ki bu Anadolu
gemisinin içindeyiz. Bu geminin batmasından kim kalır kim kurtulur. Allah
korusun Irak Suriye karıştı mazlumları Türkiye’ye sığındı, Türkiye Irak veya
Suriye gibi olur ise bu seksen milyon mazluma kucak açacak bir coğrafya var
mıdır? Üç milyon Suriyeli kardeşimize kucak açmışız, keza bir milyon üzerinde
Iraklı kardeşimize kucak açmışız, yine geçmişte bir milyona yakın Bulgaristandan
gelen kardeşimize kucak açmışız, balkanlardan gelen tüm kardeşlerimize
kucağımız açıktır. Yine orta asyadan Kırımdan tüm dünyadan gelen kardeşlerimize
kucaklarımız açıktır. Hatta bugün Ermenistandan gelen ve kaçak çalışan bir milyona yakın sözüm ona ezeli düşmanımız
Ermenilere kucağımız açık olduğu gibi
geçmişten bugüne ırk ve din ayırımı olmaksızın Yahudiler başta olmak üzere her
boydan ve soydan insanlara kucağımız açıktır. Ve bugünün gerçeği şudur ki Antalya’nın
Alanya ilçesi bir Alman şehri gibi, Aydın’ın Kuşadası ilçesi bir Fransız
yerleşim merkezi, Aydının Didim İlçesi bir İngiliz yerleşim yeri gibi olmuştur.
Rakamlar yetkililerdedir ancak binlerce
İngiliz Alman ve Fransıza hem sürekli oturum
hem de vatandaşlık hakkı verilmiştir.
Şimdi bir devlet politikası olarak Suriyeli bir kısım kardeşlerimize
yeniden vatandaşlık verilmesi karşısında bilir bilmez herkes kıyameti
koparmaktadır. Yazıklar olsun. Aklımızı başımıza alalım. Düşmanı yanlış yerde
arıyoruz. Düşman Iraklı veya Suriyeli veya başka bir bölgenin Müslüman Arabı
değildir, asıl düşman bin yıldan beri bizi Anadoludan yeniden orta asyaya sürmek ve Anadoluyu
elimizden almak isteyen Vatikandır, Fransadır, Almanyadır, İngilteredir ve
Amerikadır tabii. Ve bizim içimizdeki mevcut düşmanlığı da icat edenler ve
besleyenler ve körükleyenler ve ateşleyenler de onlardır. Bunu anlayanlar var,
anlamayanlar var. Ama anlayanlar anlamayanlara anlatsın lutfen. Türkiye devleti
ve Milleti ile kime dost kime düşman olacağına ancak ve ancak kendisi karar verecektir.
Kimse bizim dost ve düşmanlarımızın kimler olacağına karar veremez ve
veremeyecektir.