26 Şubat 2019 Salı

BENİM PUTUM-SENİN PUTUN, ÇAĞIMIZIN DEĞİŞMEYEN HASTALIĞI PUTPERESTLİK


İnsanoğlunda binlerce yıldır bir putperestlik hastalığı almış başını gidiyor. Onca peygamber, nebi, resul, kitap hiçbir şey bunun önüne geçemedi. Nankör insanoğlu bir yaratıcı olduğunu bile bile illa ki kendine başkaca putlar icat etti, onlara tabi oldu, onların ardından gitti ve binlerce yıldır gitmeye devam etti. Hani bir Temel fıkrası vardır. Temel Amerika’da siyah ve beyaz ayrımı nedeniyle isyan eder bir yerde. Ve “bırakın bu renk ayrımını, farz edin ki hepiniz yeşilsiniz” deyip devam eder önündeki topluluğa. “hadi bakalım açık yeşiller önden koyu yeşiller arkadan” Putçuluğa karşı olanlar bile kendilerine bir put icat ediyorlar bilerek bilmeyerek. işte putseverlik, puta bağımlılık böyle bir şey olmalı. Hıristiyan dünyası ikibin yıla yakın zamandır çarmıha gerilmiş Hz.İsa’yı ve haçı putlaştırmış. İslam dünyası ise Allah’a inandığı halde Allah’a ulaşma niyetiyle  türlü putlar bulmuş kendine.  İnsanoğlu bu takıntıdan ve hastalıktan kendini kurtaramaz haldedir.
Bu putperestlik ve putseverlik sadece bizde değil pek çok topluluk içinde de ruhları esir almış durumda. Avrupa ve Amerika’da değişik dini ve sosyal akımlar tarikat yapılanması içinde kendisine bağımlı köleler devşirmektedir. Bu yapıların başındaki kişiler kendi mensupları arasına kattıkları insanların maddi  varlıklarını sömürmekte, onları kendi emelleri doğrultusunda kullanmaktadır. Ölmek ve öldürmek dahil her türlü eylemlerde dahi bu putperest zavallılar kullanılabilmektedir.
İslam dünyasında ise tarikatler ve şeyhler bu akımın öncülüğünü yapmaktadır. Şeyhleri ve mürşit kabul ettikleri kişileri Allah’a ulaşmak için en doğru aracı olarak inanan bazı insanlar maddi ve manevi tüm varlıklarını bu kayıtsız şartsız biat ettikleri şeyhlerine veya mürşitlerine teslim edebilmektedir.
Aynı şekilde özellikle az gelişmiş topluluklarda siyasi liderlerin bazıları yaşayan tanrı gibi kendisine kayıtsız şartsız teslim olunmakta, ona bağlılık herşeyin önünde gelmektedir. Bazı oluşumlar ise ölmüş kişilerin ardından izinden gittikleri gerekçesi ile kendilerine başka türlü putperestler devşirebilmektedir. Marksist, Leninist, Stalinist veya Maoist veya bizde en bilineni ile Kemalist olmak gibi.
Siz hiç çağ açıp çağ kapatmış Fatih Sultan Mehmet’in heykeli önünde saygı duruşu yapıldığını veya türbesine çiçekler konduğunu gördünüz veya duydunuz mu? Elbette duymadık, görmedik ancak her gün Fatih Sultan Mehmet’in türbesinde el açıp dua eden Fatihalar okuyan insanlar hiç azalmıyor. Aylardır Diriliş Ertuğrul dizisini izliyoruz. Fakat ne Ertuğrulcu veya Osmancı veya Anadolunun kapısını açan Alpaslancı olmayı hiç aklımızın ucundan bile geçirmedik fakat her daim onları saygıyla andık ve Fatihalarımızı onlara hediye ettik.
Kur’an’da Allah buyuruyor. “Allah'tan başkasına tapanlara (ve putlarına) sövmeyin; sonra onlar da bilgisizce, düşmanca Allah'a söverler.”  Ne kadar doğru. Onların putlarına dil uzattığımızda hemen bize sövmeye başlıyorlar. Bu nedenle putseverlerin putlarına asla sövmemek lazım. Aksi halde savunmaya geçip saldırmaya başlıyorlar.
Tekrar tekrar söylesek yazsak azdır ama bir kez daha yazıyoruz söylüyoruz ki ölmüş veya yaşayan hiç bir isme, hiçbir siyasi veya ideolojik lidere, siyasi veya dini nedenlerle kayıtsız ve şartsız biat etmeyelim ve onun mankurtu haline gelmeyelim. Aksi halde onun yanlışlarını doğru kabul etmeye başlarız, vardır bir bildiği deriz, onun temsil ettiği topluluğu ve hatta ittifak halinde olduğu toplulukları sevimli ve gerekli görmeye ve aklamaya başlarız. Onun düşünceleri ve tercihleri bizim hayatımıza hakim olur. Fakat yaradan ahiret günü bizim hesabımızı bize, onların hesabını onlara kesecektir. Şeytan dahi “ben kimseyi zorla peşime düşmeye zorlamadım, herkes kendi isteği ve tercihi ile ardıma düştü” diyerek kendini aklayacaktır. Ancak doğruya ve Hakka ulaşma kastı ile yanlış kişilerin ardına düşenlerin, ve o kişilerin ardında ömrünü ve varlığını heba edenlerin vay haline!

Hiç yorum yok: