4 Ağustos 2012 Cumartesi

İKTİDAR-ERGENEKON-PKK

Devlet idaresi zor iştir. Tenkit etmek eleştirmek kolaydır fakat iktidar olmak, hele hele muktedir olmak fevkalade zordur. Bu bağlamda devletimizin ehil ellerde olduğunu varsayarak ya da temenni ederek bugünlere geldik. Ancak görmekteyiz ki bazı sözler ve duruşlar fevkalade yanlış yerlere doğru gitmektedir. Bu konularda acilen bir kaç kelam etmek zorundayız.
Sayın Başbakanımız son konuşmalarında Oslo görüşmelerinin (MİT-PKK görüşmeleri) tekrarlanmasının mümkün olmadığını ancak Kürt meselesinde BDP yi muhatap alacaklarını ifade etmişlerdir. Bu ifade karşısında ise BDP li yöneticiler ve yetkililer yine aynıedep dışı tavır ve sözlerle anlaşılmaz ve hain tavırlarınısürdürmüşlerdir. Abdullah Öcalan adı geçtiği zaman önlerini ilikleyip (Sayın Abdullah Öcalan) demekte israr eden hainler söz konusu olan bu devletin başbakanı olunca en edepsiz, saygısız ve saldırgan yüzlerini ve dişlerini göstermekten asla çekinmemektedir. Bu manzara karşısında bu tabloya son verecek bir iradenin eksikliği ortadadır. Daha açık ifade etmek gerekir ise Sayın Başbakanımız ve mevcut iktidar PKK ve Kürt meselesinde bir hatalar yumağının içinde kalmaktadır. Ergenekon soruşturmasında neredeyse emekli askerler bir yana muvazzaf generallerin bir yarısınıcezaevine kapatmış olan iktidar PKK belasının çanına ot tıkayamamıştır. Eğer iktidar ordunun üst kademesinin neredeyse bir yarısını içeri tıkacak kadar güçlü ise PKK ya ve teröre ve ihanete artık gizli kapaklı değil açıktan destek verenleri hiç bir tereddüde yer bırakmadan derdest edip layık olduklarıdeliklere kapatmalıdır. Sadece bu kadar değil. Vatanımız sonu gelmez bir kaosun içinde yaşamaktadır. En olmadık yerlerde yüzlerini kapatmış hainler sürüsü sokakları talan etmekte, belediye o0tobüslerini içinde yolcuları olduğu halde molotof kokteylleri ile yakmakta, hainliklerine devam etmektedir. Eğer muhatap BDP olacak ise ülkenin her neresinde bir yaprak yanlışkıpırdasa sorumlu olarak BDP nin yakasına yapışmak ve hesabınısormak icap eder. Nasıl ki bilmediğimiz bir şekilde üzerine bomba yağdırılan kaçakçıların cenazeleri çok organize bir biçimde binlerce örgüt sempatizanı tarafından PKK paçavralarına sarılarak BDP li yöneticilerin önderliğinde kaldırılmış ve hala bunun hesabı BDP tarafından sorulmaktadır. Üstelik her ne işse sanki bunlar PKK nın silahlı militanı olsa idi bombalara eyvallah diyeceklerdi de bunlar sivilmiş diye ağıt yakmaktadırlar, öte yandan ise cenazeler PKK paçavralarına sarılmaktadır. Bu yanlışların ve çelişkilerin neresinden nasıl tutmak lazımdır anlamak mümkün değildir.
Iktidara bir başka tavsiyemiz şudur: Lutfen Türkiyenin neresinde olursa olsun hiç bir şahsın ya da topluluğun yüzlerini kapatarak yağma yapmasına, ortalığı yakıp yıkmasına, eşkiyalık yapmasına izin vermeyiniz. Eğer devlet isterse buna ne pahasına olursa olsun mani olur. Dağda teröristlik yapmayı anlarım. Ancak şehirde elde silah ya da molotoflarla yüzler kapatılarak yakıp yıkmanın mantığını anlamam ve bir tanesini dahi kaçırmadan uyuşturucu mermilerle etkisiz hale getirip toplar götürürüm. Ve hesabınısorarım ayıldıklarında, eğer devlet isem. Fakat tam tersine geçtiğimiz 1 mayısta ortalığı yakıp yıkan ve talan eden bir gurup, polis kamerası ile kayıt altına alınmış ve müdahale edilmemiş, sadece seyredilmiştir.
Sonuç olarak diyeceğimiz odur ki eğer BDP muhatap olmayı kabul ediyor ise sınırlarımız içindeki ve sınır ötesindeki terörist saldırılardan İstanbuldaki molotoflu saldırılara kadar her türlü eylemin hem cezai hem de maddi sorumluluğunu almalı ve şimdiye kadarki terörün milyar dolarlık maliyetlerinin hesabınıvermelidir öncelikle. Işte tam burada son sözüm BDP ye değil AKP ye olacaktır. Neden BDP muhataptır da AKP muhatap değildir. Kanaatimce bu konuda AKP yegane muhataptır çünkü AKP iktidar partisidir birincisi, ikincisi ve en önemlisi ise DOĞU VE GÜNEYDOĞUDA BDP'DEN DAHA FAZLA KÜRT OYLARINI ALAN AKP'DİR. AKP HEM KÜRT ASILLI MİLLETVEKİLİ SAYISI VE HEM DE OY YÜZDESİ BAKIMINDAN BDP DEN DAHA ÖNDE OLDUĞU HALDE, ALDIĞI BUNCA OYA RAĞMEN NEDEN MUHATAPLIĞI BDP YE BIRAKMAKTADIR. En azından Kürt halkının hak ve talepleriyle ilgili konularda yegane muhatap en çok oyu alan ve iktidar olan AKP olduğu halde BDP olsa olsa ancak illegal PKK nın legal uzantısı olarak muhataplığıkabul ediyorsa eğer nasıl ki PKK liderinin gittiği yer İmralıise bilcümle PKK adına muhataplığı kabul edenlerin de yeriİmralıdır, İmralı olmalıdır. Onca askeri içeri atma iradesini ve gücünü gösterebilen iktidar eğer PKK nın legal uzantılarına haddini bildiremiyorsa bunu da açıkça beyan ve itiraf etmelidir. AKP bunu yapamıyorsa hem kendisini destekleyen Kürt seçmenlerine hem de Kürt olmayan seçmenlerine ihanet etmektedir. PKK terörist bir örgüttür. BDP onun sözcülüğünü kabul ediyor ise o da PKK nin uzantısı, legal görünümlü illegal terörist bir örgütlenmedir. Ve terörist ya da terörist örgüt hiç bir devlet tarafından muhatap alınamaz, alınmamalıdır. Muhatap olmak zor geliyorsa ve illa bir muhatap arıyor iseniz gidiniz bölgedeki teröre bulaşmamış sivil toplum örgütlerini muhatap alınız. Adı PKK değil ne olursa olsun elinde silah olanın muhatabı sadece silahtır. BDP de şunu bilmelidir ki PKK söylemleri ile mecliste kendine yer bulamaz. Bölgenin seçilmiş temsilcileri olarak başımız üstünde yeri vardır ama PKK temsilcisi sıfatı ile hareket ediyorsa -ki öyledir-olması gereken yer Ankara değil sadece ve sadece kandildir.
Umarız önümüzdeki süreçte yeniden Rahmetli Abdullah Çatlılara, Sayın Korkut Ekenlere, "Sayın" Yeşillere, "Sayın" Mehmet Ağarlara, "Sayın" İbrahim Şahinlere ve "Sayın" Veli Küçüklere ihtiyaç duyar hale gelmeyiz.

Hiç yorum yok: